Fen Edebiyat Fakültesi olarak 1993-1994 Akademik Yılı’nda öğrenci
kabul etmeye başlayan ve ülkemize farklı alanlarda katkı sağlayan çok sayıda mezun
yetiştiren İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz, 2024-2025 Akademik Yılı mezunlarını
uğurlamaya devam ediyor.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemizin en köklü bölümleri arasında yer alan Türk
Dili ve Edebiyatı Bölümümüz, Yahya Kemal Konferans Salonu’nda mezuniyet töreni
düzenledi.
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzün, dil bayrağımızı daha
yukarılara taşıyacak mezunlar yetiştirmenin sevinç ve gururunu yaşadığı
etkinliğe Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Erol Yılmaz, İnsan ve Toplum Bilimleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdussamed Yeşildağ, Dekan Yardımcısı Prof. Dr.
Kamil Şahin, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muhittin Eliaçık,
akademik ve idari personelimiz, öğrencilerimiz ve aileleri katıldı.
.jpg)
.jpg)
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program, 2024-2025
Akademik Yılı birincileri Emine Bıldır ve İrem Naz Kara’nın açılış konuşmaları
ile devam etti.
Dil ve edebiyatımızı yakından tanımanın kendilerine çok değerli katkılar
sunduğunu ifade eden Emine Bıldır, “Bugün burada, büyük bir gururu ve tarifsiz
bir mutluluğu paylaşmak üzere sizlerin karşısında bulunmaktan onur duyuyorum. Türk
dili... Bin yılları aşan bir medeniyetin taşıyıcısı... Edebiyatımız ise bu dilin
gönülden süzülen sesi oldu. Bu yolculukta yalnızca kelimelerin peşinden
gitmedik; her hecede bir milletin ruhunu, her cümlede yüzyılların izini sürdük.
Edebiyat bize yalnızca okumayı değil, görmeyi; yalnızca yazmayı değil,
hissetmeyi öğretti. Ve en nihayetinde, insanı insana anlatmanın, insanı insanda
bulmanın yolunu gösterdi. Başarıya giden yolda bize sadece bilgi değil, ilham
veren, yol gösteren, sabırla yanımızda olan kıymetli hocalarımıza yürekten
teşekkür ederim. Aynı şekilde, bu başarıda emeği olan aileme ve bu zorlu
yolculukta her zaman yanımda olan eşime, her daim desteğini esirgemeyen
arkadaşlarıma ve dostlarıma minnettarım. Bu bir son değil, yeni bir başlangıç.
Kalemin, sözün ve düşüncenin gücüyle yürümeye devam edeceğim. Hepinize saygı ve
sevgiyle teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi..jpg)
.jpg)
Öğrenim hayatları boyunca edindikleri bilgi ve tecrübelerin,
ülkemize katkı sağlama adına kendilerine önemli sorumluluklar yüklediğini belirten
İrem Naz Kara, “Bugün burada Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü birincisi olarak bu
konuşmayı yapmanın sevincini ve gururunu yaşamaktayım. Bu süreçte üzerimde
emeği geçen bütün hocalarıma, aileme ve bana katkı sağlayan herkese çok teşekkür
ediyorum. Ama en çok da her zorlukta yanımda olan ve desteğini hiçbir zaman
esirgemeyen anneme teşekkür etmek istiyorum. 4 yıl önce bu üniversiteye
geldiğimizde hepimizin farklı hayalleri ve gelecek planları vardı. Acısıyla
tatlısıyla daha dün gibi başladığımız bu yolculuğun bugün sonuna gelmiş
bulunmaktayız. Geriye dönüp baktığımda pişman olduğum hatalarım ve
davranışlarım oldu fakat iyi ki dediğim ve beni fazlaca mutlu eden anılar da
yaşandı bu üniversitede. Hayallerime adım adım yaklaşabilmek için kendime
olabildiğince yatırım yapmaya çalıştım. Şimdi bu birikimlerin karşılığını en
iyi şekilde almayı temenni ediyorum. Bütün bölüm arkadaşlarımı da tebrik ediyor
ve başarılarının daim olmasını diliyorum. Son olarak da sözlerimi Gazi Mustafa
Kemal Atatürk'ün 'Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz,
almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan
sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni
nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak
sizsiniz.' sözüyle bitirmek istiyorum. Yolumuz açık, geleceğimiz aydınlık
olsun. Teşekkür ederim.” şeklinde konuştu.
.jpg)
Mezunu oldukları bölüm itibariyle
öğrencilerimizin dili koruma ve yüceltme misyonları olduğunu belirten Rektör
Yardımcımız Prof. Dr. Erol Yılmaz, “Çok
kıymetli hocalarım, idari personelimiz, çalışma arkadaşlarım, aziz vatanın dört
bir yanından bu güzelliği birlikte yaşamak için gelen anneler, babalar,
kıymetli aileler ve elbette günün aktörleri müstakbel mezunlarımız sevgili
öğrencilerimiz; hepinizi, şahsım, yurtdışındaki programı nedeniyle aramızda
bulunamayan Rektörümüz Prof. Dr. Ersan Aslan ve Üniversitemiz adına hürmetle,
muhabbetle gönülden selamlıyorum. Esasen şu an içinde bulunduğumuz tören ve
benzerlerinin çalışmalarına Üniversite olarak bir ay önceden başladık. Fakat
maalesef üç gündür gerçek anlamda içimiz yanıyor. Fotoğraflarına bakamıyor,
haberlerini dinleyemiyoruz. O 12 tane vatan evladı, bir çatışmada değil üç sene
önce şehit olan bir üsteğmen kardeşlerinin naaşını bulmak için çalışırken şehit
oldular. Mademki Türk Dili ve Edebiyatı Bölümündeyiz, İstiklal Şairimiz Mehmet
Akif’i anmadan geçmeyelim. ‘Çanakkale Şehitleri’ adlı şiirini bitirirken ‘Ey
şehit oğlu şehit isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor peygamber’
diyor. Önceden hazırlanmış şekliyle mezuniyet törenlerimizde bir takım sanatsal
etkinlikler, müzik dinletileri vs. vardı. Peygamber Efendimizin (SAV) kucağını
açarak beklediği şehitlerimize olan saygımız dolayısıyla törenlerimiz yeniden
düzenlendi. Adı mezuniyet töreni ama esasen burada bir gurur tablosunu
izliyoruz. Bu gurur tablosunun iki tane mimarı var. Bir tarafta çok kıymetli
hocalarımız var. Hepsine huzurlarınızda ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Dört sene boyunca
zaman mefhumu tanımaksızın bu gençlerimizin en yüksek donanıma sahip olmaları
adına mücadele ettiler ve eserleri pırıl pırıl karşılarında duruyor. Diğer
tarafta anneler ve babalar, hatta anneler… Birinci öğrencimizin özellikle
annesine teşekkür etmesi gibi. 26 ve 31 yaşında iki çocuğu olan ve çocuklarını
koklamaya doyamamış bir baba olarak söylüyorum ki annelere ne kadar teşekkür
etsek azdır. Onun için cennet, annelerin ayaklarının altındadır. Bir toplum
tamamen düşse anneler o toplumu tamamen ayağa kaldırır. İçinde bulunduğum
sosyal çevremde her zaman şunu söylerim: Allah sorsa ki ‘Bir cinsi yok
edeceğim. Hangisi kalsın?’ Benim oyum sonuna kadar annelerden yanadır. Anneler
başta olmak üzere kıymetli aileler, bu pırıl pırıl gençlerimize baktıkça gurur tablosu
izliyorum. Bizlere, Kırıkkale Üniversitesine inandınız ve çocuklarınızı emanet
ettiniz. Hem Rektör Hocam hem de ben, Ankara’da ikamet ettiğimiz halde beş gün
burada kalıyoruz. Benim mesaim 07.30-08.00 arasında başlıyor ve ortalama saat
02.00’da bitiyor. Samimiyetimle söylüyorum, bazı geceler sabaha kadar çalışıp
gidip duşumu alıyor ve görevime dönüyorum. Tek bir gayemiz var. Çocuklarınızı
bize emanet ettiniz ve emanet bizim inancımıza göre kutsaldır. Öğrencilerimizi
baş tacı ettik. Dolayısıyla bize olan güveninizi ve inancınızı en iyi şekilde
karşılamanın mücadelesini verdik. Allah’a hamd olsun ki hem dil hem de edebiyat
neferleri olarak karşımızda duruyorlar. Gençlere alanlarıyla ilgili birkaç şey
söylemek isterim. Burası bir bitiş gibi görünüyor ama aslında bir başlangıç
yapıyorsunuz. İlginç bir şekilde önde görünen tıp, hukuk, yazılım mühendisliği,
inşaat mühendisliği gibi meslekler var. Bunları daha da sayabiliriz ama
bunların hepsinin üstünde tüm millete dokunan; bu milletin, bu devletin ve bu aziz
vatanın payidar kalması noktasında hepsinden daha önemli dili korumak ve
yüceltmek gibi bir misyonunuz var. Çünkü dil, bir milleti kültürüyle geleceğe
taşıyacak ve onu ilelebet var edecek ana unsurdur. Ben inanıyorum ki bu
hazirunun içinde din çok kıymetli ama dil onun da önünde. Dini ve dini
değerleri aktaracak ana unsur dildir. Sizlerden dili namus bilerek dil
bayrağını yüceltecek şekilde çalışmalar yapmanızı, ayrıca güzel öykülerle,
şiirlerle, romanlar ve denemelerle bu aziz vatanın kültürünü geleceğe
aktarmanızı hassaten rica ediyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun.
Üniversitemizin kapısı sizlere her zaman açıktır. Teşekkür ederim.” dedi.
.jpg)
.jpg)
Pençe Kilit Harekatı bölgesinde şehit olan askerlerimize
Allah’tan rahmet dileyerek sözlerine başlayan İnsan ve Toplum Bilimleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdussamed Yeşildağ, “Kuzey Irak’ta şehit düşen 12 aziz
kahramanımızı ve vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet ve
minnetle anıyor; ailelerine ve milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum.
Bugün, kalplerimizde tarifsiz bir gururla, Türk dili ve kültürüne hizmet edecek
yeni bir nesli daha mezun etmenin onurunu yaşıyoruz. Sizler, bu kadim medeniyetin
sesini yarınlara taşıyacak ve kelimeleriyle ışık tutacak gençlersiniz.
Unutmayın; Türkçemiz yalnızca bir iletişim aracı değil, millet olarak var
oluşumuzun en derin temsillerinden biridir. Mehmet Kaplan’ın ifadesiyle, ‘Türk
dili, Türk milletinin asırlar boyu kendisini arayışının destanıdır.’ Sizler
artık, bu destanın yeni anlatıcılarısınız. Bu toprakların sesini, ruhunu ve
kültürünü geleceğe aktarma görevini üstleniyorsunuz. Zira bilirsiniz ki bir
millet, diliyle yaşar. Dil kaybolursa, kimlik de silinir. Bu nedenle Türkçemize
sahip çıkmak, sadece bir tercih değil, bir vefa borcudur. Yahya Kemal’in ‘Bu dil,
ağzımızda annemizin sütüdür.’ sözü; dilin ne denli derin ve kişisel bir aidiyet
taşıdığını gösterir. Aynı şekilde, Yusuf Dursun’un ‘Dudağımdan bal akar, dilim
Türkçedir benim, mis gibi anne kokar, dilim Türkçedir benim ‘dizeleri de bu
sevdayı en güzel biçimde anlatır. Bu dil, Yunus Emre’nin sevdasını, Fuzuli’nin
aşkını, Karacaoğlan’ın doğa tutkusunu, Mehmet Akif’in istiklal ruhunu içinde
taşır. Sizler bu mukaddes emaneti devralıyor, bu edebi meşalenin yeni
taşıyıcıları oluyorsunuz. Bu vesileyle; hocalarınızın sabrını, ailelerinizin
fedakârlığını, sizlerin azmini ve sabrını en içten duygularımla selamlıyorum.
Yolunuz açık, zihniniz berrak, kaleminiz güçlü, yüreğiniz daima Türkçenin
sevdasıyla dolu olsun. Gittiğiniz her yerde bu dilin güzelliğini, bu kültürün
ihtişamını göstereceğinize yürekten inanıyorum. Hepinizi bir kez daha tebrik
ediyor, hayat boyu başarılar diliyorum.” dedi.
Mezunlarımızın dil ve edebiyat neferi olarak milletimize
hizmet vermeye hazır olduğunu ifade eden Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı
Prof. Dr. Muhittin Eliaçık, “Bugün burada 2021 girişli öğrencilerimizin
mezuniyetini kutlamak için toplandık. Öncelikle bu anlamlı günün, siz değerli
öğrencilerimiz ve aileleri için hayırlı olmasını diliyor; bundan sonraki hayat
yolculuğunuzda başarılar temenni ediyorum. Aynı zamanda bugün, bölümümüzün 29.
mezuniyet töreni. 32 yıldır hizmet veren bölümümüzden bugüne kadar yaklaşık
2.000 mezun verdik. Bugün bu halka, sizlerle birlikte bir kez daha gururla
genişliyor. Değerli veliler, dört yıl önce bizlere emanet ettiğiniz bu gençler,
eğitim hayatları boyunca Türk Dili ve Edebiyatının zenginliğiyle, kültürümüzün
incelikleriyle donatıldılar. Artık her biri birer dil ve edebiyat neferi olarak
milletimizin hizmetine hazır durumdadır. Bir insanın yetiştirdiği her değer,
onun en büyük başarısıdır. Çocuğunu, öğrencisini, eserini, ürününü iyi
yetiştiren insan; mutlu ve huzurlu olur. Biz de inanıyoruz ki sizler, bundan
sonraki adımlarınızla hem bizi hem de ailelerinizi gururlandırmaya devam
edeceksiniz. Sevgili öğrencilerim, dört yıl boyunca sözün ve özün bilgisiyle
yoğruldunuz. Bugün bu bilgiyle, bu ahlakla ve bu heyecanla yeni bir hayata yelken
açıyorsunuz. Unutmayın ki Türk Dili ve Edebiyatı demek; Türk’ün özü, sözü
demektir. Dilin, düşüncenin ve ifadenin gücünü bilen insanlar olarak artık bu ülkenin
söz neferlerisiniz. Söz, en güçlü silahtır. Tarih boyunca nice savaşlar sözle
başlatıldı. İstiklal Marşı bunun en güçlü örneğidir. Peygamberlerin mücadelesi
de önce söz iledir. Yunus Emre’nin de dediği gibi: ‘Söz ola kese savaşı, söz
ola kestire başı, söz ola ağulu aşı, bal ile yağ ede bir söz.’ Sizler artık
birer söz doktorusunuz. Güler yüzünüz ve güzel sözünüzle, kırılan gönülleri
onarma gücüne sahipsiniz. Gönül tamiri, gerçek bir hünerdir. Herkes yapamaz ama
siz, bunun eğitimini aldınız. Bunu herkes yapamaz. Bir beyitte bu çok güzel
anlatılmıştır: ‘Kimseye baki değildir mülkü devlet, bir harap olmuş gönül tamir
etmek hünerdir.’ Bu gücü bilinçle kullanın. Kıymetli mezunlarımız, yüreğinizdeki
iyiliği, dilinizdeki nezaketi kaybetmeyin. Hakk’tan başka kimseden korkmayın. Hakkın
yanında olun, hak yemekten sakının. Çünkü unutmayın ki: ‘Kim Hakk’tan korkarsa,
ondan her şey korkar.’ Sizden beklentimiz; bilgili, adaletli, vicdan sahibi
bireyler olmanızdır. Atatürk’ün ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ olarak
ifade ettiği nesiller, bu milletin teminatıdır. Bu yolculukta size eşlik
etmekten, bilgi ve gönül dünyanıza katkı sunmaktan onur duyduk. Yolunuz açık,
bahtınız aydınlık olsun.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü derece ile bitiren
öğrencilerimize hediye ve mezuniyet belgeleri verildi. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 2024-2025 Akademik Yılı birincileri Emine Bıldır ve İrem Naz Kara’ya hediye ve mezuniyet belgesini Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Erol Yılmaz verdi.
Bölüm ikincisi Hacer Demirtaş ve bölüm üçüncüsü Elfidan Alagöz’e hediye ve mezuniyet belgelerini İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdussamed Yeşildağ ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Muhittin Eliaçık verdi.
Öğrencilerimize hocaları tarafından mezuniyet belgelerinin verilmesinin ardından havaya kep atılması ile tören sona erdi.